Dünyanın En büyük Bilgisayarı : Ethereumun Hikayesi
“Birbirine bağlı binlerce makine” diyoruz uzun zamandır. Bu makineler bağımsız bir şekilde çalışarak, güvenli tek bir yere bağlı olmayan sistemler içinde kırılıp bükülmeyen, geriye doğru değiştirilemeyen sistemler yaratıyorlar. Bu da güvenin en çok ihtiyaç duyulduğu alan olan para ve onun dijital transferi anlamında dünyada kabul görmüş.
Bu birbirine bağlı binlerce makinenin böyle geniş ortak bir defter ile kayıt tutma dışında başka güçleri de var tabii. İşte bu güçleri kullanmak için yola çıkan sistemin adı Ethereum. Çok kabaca ifade edersek bu binlerce makinenin bağlı olduğu dünyanın en büyük bilgisayarı olma iddiasında Ethereum. Detaylarına bakacağız ama ilginç bir hikayesi var Ethereum’un, kısaca bahsetmekte fayda var.
Vitalik Buterin: 18 yaşında bir dahi
Bitcoin’in ortaya çıkışından birkaç yıl sonra, 2011 yılında Rusya’dan Kanada’ya göç etmiş bir ailenin babası, 17 yaşındaki oğluna Satoshi’nin işlerinden ve Bitcoin’den bahseder. Babasının bahsettiklerinden büyülenen Vitalik Buterin adındaki bu genç kendini bir anda bu dünyanın içinde bulur. Önce arkadaşları ile Bitcoin Magazine diye bir dergi kurarlar. Teknoloji, yazarlık ve matematik konusundaki yetenekleri ile oldukça etkili olur. Zaten rivayete göre üç basamaklı rakamları aklından normal bir insanın iki katı hızda çarpma yeteneğine sahip bu genç, henüz 18 yaşında Uluslararası Enformasyon Olimpiyatları’nda Bronz madalya kazanarak yeteneklerini global platformda da gösterir.
Buterin, öncelikle Bitcoin üzerinde gelişmeler yaparak, Bitcoin transferi dışında daha başka pekçok fonksiyonu (para dışı varlıkları gönderme, dijital kontrat yaratma gibi) bu sisteme geçirmek için uğraşır. Ancak bu konuda oldukça zorlanır. Zira Bitcoin özelliği itibariyle tek işi (o da para gönderme) iyi yapmak üzere kurgulanır. Geliştiricilerinin aklındaki tek konu “Bitcoin’i nasıl dış tehlikeler karşı daha güvenilir yaparız?”dır, yenilikler öncelikleri arasında değildir (hala da öyle, en gurur duydukları konu bu: Bitcoin 2009’dan beri bir kez bile tökezlemedi ve “hack” edilemedi diye göğüslerini gere gere ortada dolaşıyorlar). Buterin’in kafasında ise paranın bir yerden öbürüne geçtiği işlemleri tutan hesap makinesi benzeri bir fonksiyondan çok, daha pek çok işlemi yapabilecek bir dünya bilgisayarı vizyonu vardır.
Ethereum’un ortaya çıkışı
2013 yılında Buterin 15 yazılımcı arkadaşı ile birlikte Ethereum’u tanıtır. Ama henüz ortada sadece bir konsept tasarım vardır — para kazanılacak ya da yatırım alabilecek bir ürün için henüz erkendir. Tam o sırada Peter Thiel (bilenler bilir; PayPal’in kurucularından, Facebook’a ilk para yatıran kişidir kendisi) onlara 100,000 ABD Doları burs verir. Derler ki bu bursu almak Amerikanın en iyi üniversitelerine girmekten bile zordur. Tabii sadece bu da değil, aynı zamanda Buterin, 2014 yılı içinde Etherum ile Dünya Teknoloji Ödülü’nü de alır. O yıl, Enerji dalında Elon Musk, Medya alanında meşhur Walter Isaacson, Teknoloji alanında ise Buterin ile birlikte bu ödüle layık görülen diğer kişiler olurlar.
Ödüller karın doyurmuyor, yatırım lazım
Peter Thiel’in bursu ekibin daha olgun bir ürün oluşturma anlamında yol almasına yardımcı olsa da yeterli olmaz. 2014 Eylül ayında ilginç bir yöntem ile para toplarlar. Derler ki, “ilk iki hafta 2,000 Ether01 Bitcoin olacak şekilde para topluyoruz, sonrasında bu rakam yavaş yavaş düşecek en son alanlar 1,337 Ether=1 Bitcoin şeklinde alacaklar”. Daha önce denenmemiş bir yöntem, zira bildiğimiz Dolar ya da Euro para toplamıyorlar, Bitcoin topluyorlar! O zamanlar Bitcoin çok az biliniyor. Herhangi bir regulasyona da tabii değil. Ama zaten ortada satılan bir şirket de yok — neye tabii yapacaksınız ki? Karmaşık bir süreç ama nispeten rahat. İsviçre’de bir vakıf kurarak bu vakıf üzerinden satış yaparlar ve o zamanın parası ile 18,5 Milyon ABD Doları toplarlar. Bu bir ether için ortalama 0.31 ABD doları demek. Etherin şu anki fiyatının yaklaşık 500 ABD doları olduğunu söylersek, o zaman yatırım yapanların şu anki karlarını hesaplamak da size kalsın (ya da boşverin biz söyleyelim, koydukları paranın yaklaşık 1,600 katını kazanmış durumdalar).
Yukarıda bahsedilen toplanan paranın tamamının geliştiricilere verilecek ödüller ve maaşlar ile, Ethereum Vakfı’nın destekleyeceği Ethereum ve Kripo dünyası ile ilgili projeler için harcanacağını belirtelim. Bu şekilde satılan etherin yanında, bu miktarın onda biri kadar bir rakam da kurucular için ayrılmış. Yani, daha önceki yazılarımızda bahsettiğimiz, şirket kurucularının şirketin büyük kısmına sahip olmalarının yerini, bu yeni modelde, para toplamak için satılan etherin ufak bir kısmına baştan sahip olmak almış. Bu da bir yenilik.