Akıllı Belediyecilik ve Blockchain
Son dönemde yerel yönetimlerin gündeminde olan akıllı şehir uygulamalarının Blockchain tabanlı hale getirilmesi vatandaşa nasıl faydalar sağlayacak?
Şu sıralar belediye denildiğinde kamuoyunun gündemi 31 Mart’taki seçimlerle kuşatılmış durumda ama belediyecilik yani yerel yönetim hizmetleri uzun vadeli bakılması ve bu seçim gündemi kuşatmasının ötesinde değerlendirilmesi gereken bir olgu.
Yeni yılın hemen öncesinde yapılan Akıllı Belediyecilik Zirvesi’nde yer alan “Dijital Dönüşüm Çağında Akıllı Şehirler Kurmak” başlıklı panelde de bu amaca yönelik olarak akıllı şehir uygulamalarının “kent kaynaklarını akıllı ve verimli kullanan ve vatandaşla bütünleşen şeffaf ve katılımcı hizmetler geliştirme” vizyonu ışığında nasıl geliştirilebileceği ve bu bağlamda Blokchain’in akıllı şehir uygulamalarıyla nasıl kullanılabileceği konusunda kısa bir konuşma yaptım. Söz konusu konuşmayı aynı vizyon doğrultusunda ancak biraz daha geniş ve derli toplu biçimde sizlerle paylaşmak isterim.
Blockchain veya Blokzincir en temelde, insanların halihazırda yaptığı alışveriş, bilgi değişimi, bankacılık, ödeme, alım-satım gibi çeşitli günlük hayat işlemlerini İnternet üzerinden ama arada bir aracı kişi ya da kurum olmadan da güvenli hızlı ve şeffaf biçimde yapabilmesini sağlayan bir işleyiş. Blockchain’in yerel yönetimler için en önemli değeri ise, işlem kayıtlarının şeffaf olması ama kişisel bilgilerin mahrem kalabilmesini sağlayacak bir şifreleme yapısına sahip olması.
Zaten bu işleyiş biçimi Blockchain’i (Kriptoparalardaki gibi bir dijital değiş-tokuş ve ödeme protokolü olmasının ötesinde) bir dijital güven protokolü haline getirmektedir. Blockchain tabanlı sistemler, güven amaçlı kullanılan ve iş süreçlerini merkezileştiren noter, banka gibi aracıları ortadan kaldıran değiştirilemez, taklit ve tahrif edilemez bir işleyişe sahiptirler ve hız ile şeffaflık gerektiren kayıtlar üretmek, yayınlamak ve saklamak (arşivlemek) için en elverişli çözümlerdir.
Bu bağlamda Akıllı Şehir ve Blockchain kavramlarını bir araya getirdiğimizde; “Kent kaynaklarını akıllı ve verimli kullanacak hız, şeffaflık ve vatandaşın katılımcılığı yüksek iş süreçleri tasarlamak ve bu bağlamda yerel yönetimdeki bürokrasiyi de azaltacak bir işleyiş yaratmak” gibi bir hedef belirleyebiliriz.
Burada Blockchain’in halihazırdaki akıllı şehir uygulamalarından en önemli farkı, mevcut uygulamaların bilgi analiz ve karar mekanizmalarının süpermerkezi otomotize veya yapay zekaya dayalı ve giderek birer büyük biradere dönüşmesi olası sistemler üzerinden çalışırken Blockchain sistemlerinin daha otonom ama konsensüs tabanlı sistemlere dayalı dağıtık bir işleyiş yaratmasıdır.
Bu sayede vatandaşların sisteme katılımı ve sistemi denetimi de kolaylaşmakta. Konuyu bu şekilde ele aldığımızda ise, belediyelerde nasıl pratik kullanımlar olacağına ilişkin bir kaç örnek de verilebilir. Mesela kentin bina, emlak ve arsa kayıtlarının şeffaf ve taklit edilemez biçimde envanteri çıkartılıp kayıt altına alınabilir ve bu kayıtlar da pafta ve ada bazında kent planlamalarında esas alınıp buradaki sicil işlemleri insan inisiyatifinden olabildiğince çıkarılarak gayrimerkezi halde de işler biçimde tutulabilir.
Bir başka örnek, kentteki akıllı tüm nesnelerin Blockchain üzerine taşınarak bu nesnelerden gelen trafik, afet, hava kirliliği gibi bilgilerin akıllı kontratlar üzerinden çeşitli aksiyonlara dönüşmesi (araçların rota değişikliği, afet bölgelerinde yapılacak altyapı sınırlamaları veya kesintileri gibi) olabilir.
Bu işleyişin normal yapay zeka sistemlerinden en büyük farkı, süper merkezi ve hacklenmesi halinde büyük felaketlere yol açacak sistemlerin daha dağıtık ve şeffaf bir konsensüs mekanizması ile işlemesi ve söz konusu riskleri azaltmasıdır.
Her daim söylediğim gibi, Blockchain projelerinin çoğu bir token veya kriptoparaya dönüştürüldüğünde iş süreçleri çok daha işlevsel ve rasyonel hale gelmekte. Akıllı Şehir kullanımı olarak çok önemli bir örneği de, İstanbul Kart’ın bir Kriptoparaya dönüştürülmesi üzerinden verebiliriz. Bu sayede İstanbulCoin’e dönüşmüş bir İstanbul Kart, sadece ulaşımda değil çok daha çeşitli bir hizmet portföyünün (su, doğalgaz faturaları, vergi kültür-sanat aktiviteleri, otopark, vd.) ödemeleri için de kullanılabilir. Burada da mevcut sistemden en büyük fark, tüm ödeme işlemlerinin anında ve açık biçimde muhasebeleştirilerek takip edilebilmesi. Ayrıca, bu işleyişi vatandaşla ilişkilerde bir ödül sistemi olarak da kullanıp, vatandaşlar kente yaptığı çeşitli katkılar (ağaç dikme kampanyalarına katılım, kaçak yapı ihbarı, kentle ilgili yaratıcı önerilerde bulunma) karşılığında ödüllendirilebilir. Belli sayıda etkinliğe katılanlara artı bir ödül, vergisini erken ödeyenler için indirim gibi bir ödül puan sistemi de kurulabilir.
Özetle, Blockchain tabanlı akıllı şehir uygulamalarının artması, belediyecilik hizmetlerinin sadece daha akıllı biçimde icra edilmesinin ötesinde daha şeffaf, daha katılımcı bir yönetim anlayışına geçilmesini de beraberinde getirecek ve belediyelerin de yerel yönetimden yerel yönetişim anlayışına geçmesinde başrol oynayacaktır.